Anne Babalar İçin Özel Bilgiler
Aile ortamı çocuğun sosyal becerilerinin gelişimindeki ana faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Sadece sosyal beceriler açısından değil aynı zamanda çocuğun kişilik gelişimi ve değerlerinin gelişimi de aile ortamında gerçekleşmektedir.
Ailenin çocuğu ile kurduğu iletişim, çocuğun kişilik gelişimi, sosyal becerileri, değerleri, akademik yaşantısı vb. gibi birçok alandaki gelişimini olumlu ya da olumsuz olarak etkileyebilecektir. Yani ailede anne, baba ve çocukların ilişkisindeki temel belirleyicinin anne ve babanın tutum ve davranışları olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Anne ve babanın çocuklarına karşı sergiledikleri davranışlar, yaşadıkları olaylar veya krizler karşısında sergiledikleri tutumlar, anne-baba ile çocuk arasındaki ilişkinin yönünü de tayin edecektir.
Kuşkusuz her anne-baba, çocuğunun yüksek yararını gözetme eğilimindedir. Bununla birlikte anne baba tutumları incelendiğinde; çocuğun akademik başarısında, ahlaki gelişiminde, sosyal ilişkilerinde ve hatta yaşadığı kaygı bozukluğunda bu tutumların kalıcı ve ciddi etkileri olduğu yapılan araştırmalarla desteklenmektedir.
Anne baba tutumları pek çok araştırmacı tarafından farklı şekillerde sınıflandırılabilmektedir. Burada literatürde sıklıkla kullanılan sınıflandırma kapsamında anne baba tutumlarına kısaca değinmek faydalı olacaktır.
Ailenin çocuğu ile kurduğu iletişim, çocuğun kişilik gelişimi, sosyal becerileri, değerleri, akademik yaşantısı vb. gibi birçok alandaki gelişimini olumlu ya da olumsuz olarak etkileyebilecektir. Yani ailede anne, baba ve çocukların ilişkisindeki temel belirleyicinin anne ve babanın tutum ve davranışları olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Anne ve babanın çocuklarına karşı sergiledikleri davranışlar, yaşadıkları olaylar veya krizler karşısında sergiledikleri tutumlar, anne-baba ile çocuk arasındaki ilişkinin yönünü de tayin edecektir.
Kuşkusuz her anne-baba, çocuğunun yüksek yararını gözetme eğilimindedir. Bununla birlikte anne baba tutumları incelendiğinde; çocuğun akademik başarısında, ahlaki gelişiminde, sosyal ilişkilerinde ve hatta yaşadığı kaygı bozukluğunda bu tutumların kalıcı ve ciddi etkileri olduğu yapılan araştırmalarla desteklenmektedir.
Anne baba tutumları pek çok araştırmacı tarafından farklı şekillerde sınıflandırılabilmektedir. Burada literatürde sıklıkla kullanılan sınıflandırma kapsamında anne baba tutumlarına kısaca değinmek faydalı olacaktır.
Demokratik anne baba tutumunda, çocuklar sağlıklı bir iletişim ortamında desteklenirken aynı zamanda sınırlar/kurallar konusunda da geri bildirimler alırlar. Disiplinli bir aile ortamı sağlanmasının yanında çocuğun standartlara ulaşması da beklenmektedir. Karşılaşılan zorluklar ve krizlerin varlığında ise çözüm odaklı yaklaşımlarda bulunmaktadırlar. Bu tutumda yetiştirilen çocukların anne babalarının değerlerine uyum gözeterek onları içselleştirdikleri, duygusal durumlarını ve sosyal ilişkilerini denge içerinde yürütebildikleri görülmektedir. Bu tutum bir çocuğun sosyal, bilişsel, ahlaki ve duygusal gelişiminde en yararlı tutum olarak kabul görmektedir.
Otoriter anne baba tutumunda, anne babalar katı bir disiplinle çocuğu yetiştirmektedirler. Çocukların, duygusal destek, ilgi ve iletişimin yetersiz olduğu bir ortamda şartsız/koşulsuz anne babaya itaat etmesi beklenmektedir. Bu tutumla büyüyen çocukların özsaygısı düşük, öfkeli, yüksek kaygı bozukluğu yaşayan ve sosyal ilişkilerinde uyumsuz bireyler oldukları gözlenmektedir.
İzin verici anne baba tutumunda, çocuk ailede ilgi ve şefkatle büyütülmesine karşın çocuğa hiçbir sınırlama ve kuralın getirilmediği bir ortam söz konusudur. Bu noktada çocuğun istenmeyen davranışları göz ardı edilmektedir. Bu göz ardı ediş, ilk olarak çocukların aileden sonra ilk sosyalleşme ortamları olan okulda kurallara uymada yaşanan güçlüklerle karşımıza çıkmakta ve yaşam boyunca birçok alanda varlığını göstermektedir.
Aşırı koruyucu ebeveyn tutumunda ise, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen gösterilmesi durumu söz konusudur. Çocuğun yaşına uygun olan ve yapabileceği durumlarda dahi kontrolü elden bırakmamak en yaygın davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tutum sonucunda ebeveyne aşırı bağımlı, kendine güvensiz, duygusal kırıklıkları olan bireyler yetişmektedir. Anne-babanın aşırı koruyuculuğu çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da etkilemektedir.
Türkiye’de okul öncesi yaş grubundaki çocuğa sahip anne babalara yönelik olarak yapılmış çalışmalar baskıcı, disiplinli ve aşırı koruyucu anne-babaların genel olarak çocuklar üzerinde olumsuzluklara sebep olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte demokratik ve kabul edici anne-babaların ise olumlu etkilere sahip oldukları görüşünü desteklemektedir.
Sonuç olarak anne ve babaların; aile içinde çocuğun koşulsuz kabul edildiği, duygusal yakınlık ve destek gördüğü, belirli sınırlar içerisinde özerk olabildiği bir aile ortamı yaratması çocuğunun sosyal, bilişsel, ahlaki ve duygusal gelişimi için çok önemlidir. Bunun yanında anne ve babaların demokratik, hoşgörülü, farklılıklara saygılı, anlayışlı, hümanist bireyler olarak çocuklarına iyi bir rol model olması gerekliliği de unutulmamalıdır.
Otoriter anne baba tutumunda, anne babalar katı bir disiplinle çocuğu yetiştirmektedirler. Çocukların, duygusal destek, ilgi ve iletişimin yetersiz olduğu bir ortamda şartsız/koşulsuz anne babaya itaat etmesi beklenmektedir. Bu tutumla büyüyen çocukların özsaygısı düşük, öfkeli, yüksek kaygı bozukluğu yaşayan ve sosyal ilişkilerinde uyumsuz bireyler oldukları gözlenmektedir.
İzin verici anne baba tutumunda, çocuk ailede ilgi ve şefkatle büyütülmesine karşın çocuğa hiçbir sınırlama ve kuralın getirilmediği bir ortam söz konusudur. Bu noktada çocuğun istenmeyen davranışları göz ardı edilmektedir. Bu göz ardı ediş, ilk olarak çocukların aileden sonra ilk sosyalleşme ortamları olan okulda kurallara uymada yaşanan güçlüklerle karşımıza çıkmakta ve yaşam boyunca birçok alanda varlığını göstermektedir.
Aşırı koruyucu ebeveyn tutumunda ise, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen gösterilmesi durumu söz konusudur. Çocuğun yaşına uygun olan ve yapabileceği durumlarda dahi kontrolü elden bırakmamak en yaygın davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tutum sonucunda ebeveyne aşırı bağımlı, kendine güvensiz, duygusal kırıklıkları olan bireyler yetişmektedir. Anne-babanın aşırı koruyuculuğu çocuğun okul başarısını ve okula uyumunu da etkilemektedir.
Türkiye’de okul öncesi yaş grubundaki çocuğa sahip anne babalara yönelik olarak yapılmış çalışmalar baskıcı, disiplinli ve aşırı koruyucu anne-babaların genel olarak çocuklar üzerinde olumsuzluklara sebep olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte demokratik ve kabul edici anne-babaların ise olumlu etkilere sahip oldukları görüşünü desteklemektedir.
Sonuç olarak anne ve babaların; aile içinde çocuğun koşulsuz kabul edildiği, duygusal yakınlık ve destek gördüğü, belirli sınırlar içerisinde özerk olabildiği bir aile ortamı yaratması çocuğunun sosyal, bilişsel, ahlaki ve duygusal gelişimi için çok önemlidir. Bunun yanında anne ve babaların demokratik, hoşgörülü, farklılıklara saygılı, anlayışlı, hümanist bireyler olarak çocuklarına iyi bir rol model olması gerekliliği de unutulmamalıdır.